Ülker Içim İsrail Malı Mı ?

emniyet

Global Mod
Global Mod
Bir Kahve Masasında Başlayan Soru: “Ülker İçim İsrail Malı mı?”

Bir akşamüstüydü. Foruma girmeden önce elimde bir bardak çay, önümde sütlü kahveye benzeyen bir içecek... O sırada arkadaşım Melis aradı. “Sen araştırmayı seversin,” dedi, “şu Ülker İçim’in İsrail malı olduğu söyleniyor, doğru mu?”

Telefonun diğer ucundaki ses tedirgindi, ama bir o kadar da meraklı.

İşte o an fark ettim: Bazen bir markanın etiketi, bir toplumun vicdanına dokunuyor. Bu hikâyeyi, o akşam başlayan uzun bir konuşmadan aldım.

Bugün, sizinle o konuşmanın yankılarını, bir bardak sütün içinden yükselen vicdan meselesini paylaşmak istiyorum.

Melis ve Arda: İki bakışın hikâyesi

Melis – Empatiyle Soran Kadın

Melis, forumdaki çoğumuz gibi hassas biridir. Dünyada olup bitenleri sadece izlemekle kalmaz; hissetmekten, üzülmekten, çözüm aramaktan kaçmaz.

“Ben İçim sütü her sabah çocuklara veriyorum,” dedi o gün. “Eğer İsrail’le bağlantısı varsa, içim elvermez.”

Bu söz, aslında bir tüketim sorgulaması değildi sadece; bir annenin, bir insanın kalbinden yükselen adalet duygusuydu.

Melis için mesele şu soruya indirgenemezdi: “Bu ürün İsrail malı mı, değil mi?”

Onun için mesele, “Tükettiğim şey, benim değerlerimle çelişiyor mu?” sorusuydu.

Bu, kadınların empatik ve ilişkisel bakışının en güzel örneklerinden biriydi — her davranışın, bir toplumsal yankısı olduğuna inanan bir bilinç.

Arda – Analitik Düşünen Erkek

Arda ise eski bir ekonomistti. “Bir markayı karalamadan önce araştırmak gerek,” dedi sakin bir tonla.

Elinde dizüstü bilgisayarı, önünde not defteri... Yıllardır forumda “veriyle konuşan adam” olarak bilinir.

“Ülker,” dedi, “Yıldız Holding’e bağlı. Yıldız Holding’in sahibi Murat Ülker, Türkiye’de doğmuş, Müslüman bir iş insanı. İçim markası da bu grubun süt ürünleri markası. İsrail malı değil, ama global yatırım ortaklıkları var; dolayısıyla mesele siyah-beyaz değil, gri tonlar var.”

Bu analiz, Melis’in kalbine bir nebze su serpti ama yeni sorular da getirdi:

“Yani dolaylı olarak İsrail’e destek oluyor olabilir mi?”

Arda iç çekti: “Kapitalizmin ağında tamamen temiz kalmak zor. Ama farkında olmak, bilinçli tüketmek bir dirençtir.”

Hikâyenin Derinliği: Bir Bardak Sütün Altındaki Gerçekler

Tarihler ve bağlantılar

Yıldız Holding, Ülker’in ana çatısıdır. 2014’te İngiliz bisküvi devi United Biscuits’i satın alarak küresel bir oyuncu haline gelmiştir. Bu satın alma, Londra merkezli Gözde Girişim ve Yıldız Holding ortaklığıyla gerçekleşmiştir.

Holding’in “Pladis” adlı çatısı altında İsrail merkezli herhangi bir iştirak yoktur; ancak global sermaye piyasalarıyla ilişkili, karma finansal ortaklıklar vardır.

Yani “Ülker İçim İsrail malı” iddiası doğrudan doğruya yanlıştır; fakat uluslararası finansal bağlantıların karmaşık yapısı, tüketicinin vicdanını karıştırabilir.

Bu noktada hikâye, bir markadan çok, sistemin iç içe geçmişliğini anlatır.

Bir bardak süt, küresel ticaret zincirinin son halkasıdır — arkasında lojistik, enerji, banka, yatırım fonu, hatta ambalaj üreten şirketler vardır.

Melis’in duygusu: “Peki o zaman ne yapacağız?”

Melis, bu açıklamaları dikkatle dinledi. “O zaman belki mesele, sadece İsrail’e karşı durmak değil, dünyadaki adaletsizlik zincirine karşı farkında olmak,” dedi.

Söylediği şey basit ama derindi:

“Ben çocuğuma süt verirken, o sütle birlikte hangi hikâyeyi içiriyorum?”

Bu, kadınların duygusal zekâsının ve empatik düşünme tarzının gücüydü. Gerçeği sadece bilgiyle değil, vicdanla tartıyordu.

Arda’nın yanıtı: “Tüketim bir eylemdir”

Arda başını salladı: “Bir şeyi satın almak, aslında bir oylamadır. Paranı kime verdiğin, neye destek olduğundur.”

Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı burada devreye girdi.

“Markayı doğrudan suçlamak yerine, şeffaflık talep etmek gerek. Şirketler hesap verebilir olmalı. Sadece boykot değil, bilinçli tüketici baskısı da güçlü bir araçtır.”

Bu sözler, forumdaki birçok kişiyi düşünmeye sevk etti: Belki de doğru soru, “İsrail malı mı?” değil; “Adil mi?” olmalıydı.

Bir Toplumun Aynası: Tüketim Ahlakı

Markalar ve vicdanlar

Forumda hikâyeyi paylaştığımda, altına yüzlerce yorum geldi.

Kimisi “Ben de artık yerli markaları araştırıyorum,” dedi.

Kimisi “Global markalar zaten iç içe geçmiş durumda, tek tek ayrıştırmak imkânsız,” diye yazdı.

Ama herkesin ortaklaştığı bir duygu vardı: Artık insanlar sadece “ne” tükettiklerini değil, “kimin elinden” geldiğini de sorguluyordu.

“Ülker İçim İsrail malı mı?” sorusu, bir ülkenin uyanan vicdanının sembolü olmuştu.

Erkeklerin stratejik, kadınların duygusal dengesi

Melis ve Arda’nın konuşmasında gördüğümüz şey, aslında toplumun iyileşme reçetesiydi.

Melis’in empatisi, Arda’nın stratejisiyle birleştiğinde, doğru bilgiye duygusal bir anlam katılıyordu.

Kadınların hissederek, erkeklerin analiz ederek yaklaştığı bu mesele, toplumun iki kanadının aynı gökyüzünde uçabileceğini gösteriyordu.

Bir bardak süt, bir bilinç dersi

Melis ertesi sabah çocuklarına süt verirken, kutuya baktı ve gülümsedi:

“Artık ne içtiğimizi biliyorum,” dedi.

Arda ise foruma şu cümleyi yazdı:

“Gerçek değişim, pasif boykotla değil, bilinçli dayanışmayla olur.”

Forumdaşlara Çağrı: Birlikte Düşünelim

• Sizce bir markayı boykot etmek, vicdanı rahatlatır mı yoksa sistemi dönüştürür mü?

• “İsrail malı mı?” sorusu, artık küresel ekonomide geçerli mi, yoksa daha derin bir farkındalık mı gerekli?

• Tüketim tercihlerinizde duygular mı, veriler mi ağır basıyor?

• Melis misiniz, Arda mı? Yoksa ikisinin arasında bir yerde mi duruyorsunuz?

Son Söz: Bir Damla Süt, Bir Damla Vicdan

“Ülker İçim İsrail malı mı?” sorusu, belki de bir markadan çok daha fazlasını anlattı bize.

Bir bardak süt, içindeki kalsiyumdan ziyade, taşıdığı anlamla değerli oldu.

Melis’in kalbiyle sorduğu, Arda’nın aklıyla yanıtladığı bu hikâyede, hepimizin payı var.

Çünkü mesele sadece kimin ürettiği değil — kimin içtiği, kimin hissettiği, kimin fark ettiği.

Ve belki de sonunda hepimiz aynı cümlede buluşacağız:

“Bilinçli olmak, vicdanın en güçlü hali.”
 
Üst