Sabah gazetesi müellifi Mehmet Barlas, bugünkü yazısında, “bu biçimde bir dünyada galiba yoksul olmak güçlü olmaktan daha az riskli. Zira salgın hastalık gelecekse bunun sorumlusu asla fakirler olmuyor. Bu yeni zenginler ilaç fabrikalarını da satın alıyorlar, aslına bakarsanız yayın organları ellerinde ve insanların hastalıkları üzerinden spekülasyon yapıyorlar. sıradan biçimde tedavi edilecek hastalıklara milyarlarca dolarlık aşılarla, ilaçlarla el koyuyorlar” fikrini lisana getirdi.
“Müspet ilme ve aydınlık beyinlere gereksinimimiz fazlaca fazla” tabirlerini kullanan Barlas, kelamlarına şöyle devam etti:
“Türkiye bu konularda olağan ki epeyce tecrübeli değil. Örneğin dışarıdan gelen ne var ise epey fazla araştırılmadan içeriye yansıtılıyor. Bütün dünyada aklı başında insanların tartıştıkları bahislere bir anda oldu bitti deniliyor. Sanki çocuklara aşı yapılmalı mı? Sanki kalp, kanser hastalığı olanlara aşı yapılmalı mı? Sanki açık havada maske olmalı mı? Bu üzere bahisler günlük açıklamalarla topluma bildirim ediliyor. Ve kimse Türkiye’nin aşı satın almak için yabancı şirketlere ne kadar para ösöylemiş olduğini bilmiyor. Galiba evvelden her şeyi daha güzel biliyorduk. Yahut her şeyin farkındaydık. Beşerler hoş güzel hastalanır, hoş güzel ölürlerdi. Mevt sayıları sıhhat siyasetinin araçları olarak kullanılmazdı. Kalp krizinden, gripten, kazadan ölen insanların mevt niçinleri birebir kaba atılıp istismar edilmezdi. Dilerim önümüzdeki devirde ömrümüz daha berrak, daha şeffaf olacak. Dışarıda birilerinin pompaladığı palavra yanlış her bilgi, resmi tavrın desteği olmayacak. Açıkçası müspet ilme ve aydınlık beyinlere gereksinimimiz epey fazla.”
“Müspet ilme ve aydınlık beyinlere gereksinimimiz fazlaca fazla” tabirlerini kullanan Barlas, kelamlarına şöyle devam etti:
“Türkiye bu konularda olağan ki epeyce tecrübeli değil. Örneğin dışarıdan gelen ne var ise epey fazla araştırılmadan içeriye yansıtılıyor. Bütün dünyada aklı başında insanların tartıştıkları bahislere bir anda oldu bitti deniliyor. Sanki çocuklara aşı yapılmalı mı? Sanki kalp, kanser hastalığı olanlara aşı yapılmalı mı? Sanki açık havada maske olmalı mı? Bu üzere bahisler günlük açıklamalarla topluma bildirim ediliyor. Ve kimse Türkiye’nin aşı satın almak için yabancı şirketlere ne kadar para ösöylemiş olduğini bilmiyor. Galiba evvelden her şeyi daha güzel biliyorduk. Yahut her şeyin farkındaydık. Beşerler hoş güzel hastalanır, hoş güzel ölürlerdi. Mevt sayıları sıhhat siyasetinin araçları olarak kullanılmazdı. Kalp krizinden, gripten, kazadan ölen insanların mevt niçinleri birebir kaba atılıp istismar edilmezdi. Dilerim önümüzdeki devirde ömrümüz daha berrak, daha şeffaf olacak. Dışarıda birilerinin pompaladığı palavra yanlış her bilgi, resmi tavrın desteği olmayacak. Açıkçası müspet ilme ve aydınlık beyinlere gereksinimimiz epey fazla.”