2014 yılında 6528 sayılı yasa ile 652 sayılı KHK’ya şu hüküm eklenmişti:
“(9) (Ek: 1/3/2014-6528/22 md.) Yurt içi veya yurt haricinde, yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle işbirliği anlaşması çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar, Bakan onayı ile proje okulu olarak seçilen ve belirli eğitim reformu ve programları uygulanan okul ve kurumlar ile Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara yapılacak öğretmen atamaları ve yönetici bakılırsavlendirmeleri Bakan tarafınca yapılır.”
Bu maddeye gore proje uygulayan okulların yönetici ve öğretmen atamaları bakanlıkça yapılacaktı. Proje uygulayan okul sayısı ilk etapta elle sayılır miktarda iken bugün binleri aşmıştır. Bu da onbinlerce öğretmeni ilgilendiren bir konu anlamına gelmektedir.
Gelinen noktada sınavla öğrenci alan tüm okulların proje okulu olduğunu söyleyebiliriz.
Proje okulu ile ilgili kanun düzenlemesinden daha sonra yönetmelik düzenlemesi de yapılmıştı. Yönetmelikle ilgili açılan davada tüm öğretmenlerin haberdar edilmesi gerektiği, bu niçinle duyuru yapılmadan atama yapılmasının doğru olmadığı yönünde kararlar çıktı.
İlk etapta hiç duyuru yapılmadan tamamen keyfi atamalar yapılmakta iken gelinen noktada özellikle meslek liseleri duyurularını bu çağda el yordamıyla yapmaktadırlar.
Lakin angarya ya, zaman ve iş gücü kaybına dönüşen bir durum söz mevzusudur.
Yönetmelik gereği Şubat/Mart ayları artan duyuru süreci hiç de sağlıklı işlememektedir.
Kaldı ki duyuru yapılsa da liyakat esaslarının ya da herhangi bir kıstasın gözetildiği bir müddetç söz konusu değil.
Bir kadroya onlarca kişi de başvursa idare(bakanlık) istediğini atayabiliyor. Hatta okul/ilçe/il tarafınca teklif edilip (böyle teklif zorunluluğu da yok) ataması yapılmayan öğretmenler var.
Duyuru sürecinde kimi zaman öğretmenler haberdar dahi edilmiyorlar.
Son günlerde okullara proje okulu öğretmen atamaları ile onlarca yazı gelmektedir. Bu yazıların yazılması, kurumlara iletimi, öğretmenlere duyurulması, hepsi zaman ve emek isteyen, kırtasiye masrafı yaratan aşamalar.
MEB’in kasıtlı olarak istediği gibi keyfi atama yapabilmek adına yargı sonucu gereği duyuruyu da formalite olarak gerçekleştirerek bu biçimde bir yolu tercih ettiğini düşünmemek için sebep yok.
Bakan Özer’in bu konuyu bir daha ele alması; proje okulu sayısının kanunun çıkışına uygun bir biçimde azaltılması, duyuruların merkezi ve atamaların liyakat, puan (sınav olur, hizmet olur, hepsi bir arada . olur) üstünlüğüne bakılırsa yapılması gerektiği açıktır.
Proje okulu yönetici ve öğretmen atamalarının okullarda ve öğretmenler içindeki iş barışını da zedelediğini belirtmek isteriz.
Maksut BALMUK
Bir kaç duyuru meselai de paylaşalım.
“(9) (Ek: 1/3/2014-6528/22 md.) Yurt içi veya yurt haricinde, yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle işbirliği anlaşması çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar, Bakan onayı ile proje okulu olarak seçilen ve belirli eğitim reformu ve programları uygulanan okul ve kurumlar ile Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara yapılacak öğretmen atamaları ve yönetici bakılırsavlendirmeleri Bakan tarafınca yapılır.”
Bu maddeye gore proje uygulayan okulların yönetici ve öğretmen atamaları bakanlıkça yapılacaktı. Proje uygulayan okul sayısı ilk etapta elle sayılır miktarda iken bugün binleri aşmıştır. Bu da onbinlerce öğretmeni ilgilendiren bir konu anlamına gelmektedir.
Gelinen noktada sınavla öğrenci alan tüm okulların proje okulu olduğunu söyleyebiliriz.
Proje okulu ile ilgili kanun düzenlemesinden daha sonra yönetmelik düzenlemesi de yapılmıştı. Yönetmelikle ilgili açılan davada tüm öğretmenlerin haberdar edilmesi gerektiği, bu niçinle duyuru yapılmadan atama yapılmasının doğru olmadığı yönünde kararlar çıktı.
İlk etapta hiç duyuru yapılmadan tamamen keyfi atamalar yapılmakta iken gelinen noktada özellikle meslek liseleri duyurularını bu çağda el yordamıyla yapmaktadırlar.
Lakin angarya ya, zaman ve iş gücü kaybına dönüşen bir durum söz mevzusudur.
Yönetmelik gereği Şubat/Mart ayları artan duyuru süreci hiç de sağlıklı işlememektedir.
Kaldı ki duyuru yapılsa da liyakat esaslarının ya da herhangi bir kıstasın gözetildiği bir müddetç söz konusu değil.
Bir kadroya onlarca kişi de başvursa idare(bakanlık) istediğini atayabiliyor. Hatta okul/ilçe/il tarafınca teklif edilip (böyle teklif zorunluluğu da yok) ataması yapılmayan öğretmenler var.
Duyuru sürecinde kimi zaman öğretmenler haberdar dahi edilmiyorlar.
Son günlerde okullara proje okulu öğretmen atamaları ile onlarca yazı gelmektedir. Bu yazıların yazılması, kurumlara iletimi, öğretmenlere duyurulması, hepsi zaman ve emek isteyen, kırtasiye masrafı yaratan aşamalar.
MEB’in kasıtlı olarak istediği gibi keyfi atama yapabilmek adına yargı sonucu gereği duyuruyu da formalite olarak gerçekleştirerek bu biçimde bir yolu tercih ettiğini düşünmemek için sebep yok.
Bakan Özer’in bu konuyu bir daha ele alması; proje okulu sayısının kanunun çıkışına uygun bir biçimde azaltılması, duyuruların merkezi ve atamaların liyakat, puan (sınav olur, hizmet olur, hepsi bir arada . olur) üstünlüğüne bakılırsa yapılması gerektiği açıktır.
Proje okulu yönetici ve öğretmen atamalarının okullarda ve öğretmenler içindeki iş barışını da zedelediğini belirtmek isteriz.
Maksut BALMUK
Bir kaç duyuru meselai de paylaşalım.