Osmanlı Devleti'nde Mandater bir gücün varlığı ilk kez nerede reddedilmiştir ?

umudumvar

Global Mod
Global Mod
Osmanlı Devleti'nde Mandater Gücün Varlığı İlk Kez Nerede Reddedildi? Bir Tarihsel Macera!

Tarihi olayları incelerken bazen, “Haydi gelin hep birlikte biraz eğlenelim” dediğimizde bile gözlerimizin dolmasına neden olan bir hikâye çıkar. Hadi, Osmanlı Devleti'nde Mandater bir gücün varlığını reddeden ilk olayı ele alırken, hem biraz mizah hem de düşündürücü bir bakış açısı ortaya koyalım. Sonuçta tarihin pek çok dönüm noktası, olayları eğlenceli bir şekilde düşünmeden geçilmesi gereken meseleler değil!

Peki, Osmanlı Devleti bir gün bir mandater gücün varlığını reddettiğinde, ne oldu? Olan biten nedir? Merak etmiyor musunuz? Eğer cevabınız "Evet, tabii ki merak ediyorum!" ise, o zaman doğru yerdesiniz. Ama önce şöyle bir soru soralım: Osmanlı'da, herkesin bir 'şeyhülislam' gibi “biz burada kendi işimizi hallederiz” diyebildiği bir durum oldu mu? Evet, oldu!

Mandater Nedir, Ne Değildir?

Öncelikle, "mandater" kelimesinin anlamını birkaç cümleyle hatırlayalım. Mandaterlik, esasen bir devletin başka bir devlete verdiği yönetim yetkisini ifade eder. Bir ülke, başka bir ülkenin toprakları üzerinde kendi yönetimini kurmasına izin verir ve bu durumda genellikle 'mandater güç' devreye girer. Bu, Osmanlı'dan sonrasında sıkça duyduğumuz bir kavramdır. Fakat, Osmanlı Devleti'nin sonlarına doğru, 19. yüzyılın sonunda, bu 'mandater' güçler işleri biraz fazla abartmış ve Osmanlı'nın egemenliğine karışmaya başlamıştır.

İşte burada devreye giren ilk "mandater reddi", gerçekten de çok eğlenceli bir tarihi olayı işaret eder. Hem de ilginç şekilde, Osmanlı'nın son döneminde, dış güçlerin “yönetme” isteğine karşı yerel halkın gösterdiği direnişin bir parçası olarak ortaya çıkmıştır.

Mandater Güçlere Karşı Osmanlı'nın İsyanı: Mısır'dan Başlayan Direniş!

Osmanlı Devleti, 19. yüzyılın sonlarına doğru içsel ve dışsal zorluklarla mücadele ediyordu. Bu dönemde, bazı Avrupa ülkelerinin Osmanlı toprakları üzerindeki etkisi iyice artmış, özellikle de ekonomik ve askerî müdahalelerle çeşitli mandater anlaşmalar yapılmıştır. Ancak, bu "yardım" işte böyle gıcık bir duruma dönüşmeye başlamıştır. Üzerine eklenen dış baskılar, Osmanlı’yı "ne yapacağız?" noktasına getirmiştir. Fakat bir yeri bir köşeye sıkıştırırsanız, her zaman bir çözüm çıkabilir değil mi?

Burada Mısır, Osmanlı için çok özel bir yer tutar. Çünkü 19. yüzyılda Mısır, bir yandan Osmanlı'nın resmi egemenliğinde görünse de, aslında fiilen İngiltere’nin ve Fransa’nın baskısı altında kalmış bir yerdi. Ama Mısır'daki halk, kendi topraklarında kimsenin "hadi bakalım, sizin adınıza biz yönetelim" demesine pek sıcak bakmıyordu. 1914 yılında Osmanlı Devleti'nin Çanakkale Savaşı'na girerken, Mısır’ın yerel yönetimi İngiltere'nin baskılarıyla Osmanlı'nın çıkarlarına karşı bir pozisyon almaya başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin mandater güçlere karşı ilk önemli reddi, Mısır’daki bu direnişle başlar.

Erkekler Çözüm Odaklı, Kadınlar İlişkisel: Osmanlı’nın Mandater Güçlere Direnişindeki Farklı Perspektifler

Evet, tarihin bu karanlık döneminde Osmanlı'nın en çok direndiği noktalardan biri Mısır'dır. Mısır'daki halkın bu tür dış müdahalelere karşı göstermiş olduğu tepkiler, gerçekten de dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Burada, Osmanlı'nın hem erkeklerinin hem de kadınlarının tepkilerinin nasıl farklılaştığına bir göz atalım.

Erkekler genellikle çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımlar sergilerler. Bu dönemde, erkekler Osmanlı'nın topraklarında, özellikle askeri ve politik düzeyde, çözüm arayışındaydılar. Hedefleri, dış güçlerin etkisini kırmak ve yerel halkla birlikte bir çözüm oluşturmak oldu. Ancak, kadınlar genellikle sosyal ve duygusal bağlamlara daha çok dikkat ederlerdi. Kadınların bu dönemde, özellikle Osmanlı'nın kırsal bölgelerindeki direnişine olan duygusal katkıları, toplumsal bağları güçlendirmek açısından önemli bir rol oynadı.

Reddedilen Mandaterlik: Direnişin Sonuçları ve Birlik

Birçok tarihsel kayıtta, Osmanlı'nın mandater güçlere karşı duruşu aslında çok önemli bir sosyal olgudur. 1915'te Mısır, bir "mandater" güç tarafından yönetilmeye başlandığında, Osmanlı Devleti bu durumu reddetmiş ve halkını bu konuda bilinçlendirmeye çalışmıştır. Bu reddin en net örneği, Mısır'ın Osmanlı yönetiminden çıkarılması ile gerçekleşmiştir. Bu adım, sadece askerî değil, aynı zamanda kültürel bir direnişi de temsil etmiştir.

Sonuçta, Osmanlı'nın mandater güçlere karşı verdiği ilk reddin en belirgin örneği, Mısır'da İngiltere'nin etkisine karşı halkın gösterdiği direnişle şekillenmiştir. Osmanlı, bu noktada egemenliğini savunmuş, ve tarihi süreç içinde mandater gücün varlığını kabul etmemiştir. Bu, aslında sadece politik değil, aynı zamanda kültürel bir zaferdi de denebilir.

Sonuç: Tarihten Alacağımız Dersler ve Sorular

Osmanlı Devleti'nin mandater güce karşı verdiği bu ilginç ve eğlenceli direniş, sadece bir halkın ya da bir hükümetin mücadele etmesinden çok daha fazlasıdır. Çünkü bu direniş, aslında tüm dünya için önemli dersler barındırmaktadır. Tarih boyunca, dış müdahalelere karşı durmak, çoğu zaman bir halkın özgürlüğü ve bağımsızlığı için kritik olmuştur.

Peki, Osmanlı'nın mandater güce karşı verdiği bu reddi, günümüzde başka toplumlar için de bir ilham kaynağı olabilir mi? Bir ülkede dış gücün yönetim dayatmaları karşısında halkın direnişi ne kadar sürdürülebilir?

Düşüncelerinizi merak ediyorum!
 
Üst