Daire sonucunda dikkate çeken bir konu ise daire başkanlığı vazifesine ait değerlendirmedir:
.örgüt ortasında semt ağabeyliği nazaranvinde bulunduğuna, örgütün sayesinde Adalet Bakanlığında daire başkanlığı nazaranvine getirildiğine.
davacının FETÖ/PDY terör örgütünün Adalet Bakanlığında faal olduğu periyotta, Adalet Bakanlığında değerli bir vazife olan daire lideri olarak nazaranvlendirilmesinin kararda yer verilen şahit sözleri ile birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir öge olduğu kararına varıldığı.
Davacı savunmasında ise bu konuya girmemiştir.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2020/3069
Karar No: 2022/235
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .
KARŞI TARAF (DAVALI) : .
VEKİLİ : Av. .
İSTEMİN KONUSU:
Danıştay Beşinci Dairesinin 26/02/2020 tarih ve E:2016/58730, K:2020/1633 sayılı sonucunın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
Davacının, 667 sayılı olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Önlemlere Ait Kanun Kararında Kararname’nin 3/1. hususu uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu nedeni öne sürülerek meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ait Yargıçlar ve Savcılar Heyeti Genel Konseyinin . tarih ve . sayılı sonucu ile bir daha birebir Konseyin . tarih ve . sayılı bir daha inceleme talebinin reddine ait sonucunın iptali ve bu kararlar niçiniyle mahrum kaldığı nakdî haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire sonucunın özeti:
Danıştay Beşinci Dairesinin 26/02/2020 tarih ve E:2016/58730, K:2020/1633 sayılı sonucuyla;
Davalı yönetimin yola ait itirazları, davacının Anayasa’ya karşıtlık savı ve birleştirme talebi yerinde görülmemiş,
“Maddi Olay ve Türel Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş;
Dava konusu . tarih ve . sayılı sonucun iptali ve bu karar niçiniyle mahrum kaldığı mali hakların yasal faiziyle bir arada ödenmesi istemi istikametinden:
Davacı tarafınca HSK Genel Heyetinin . tarih ve . sayılı sonucunın iptali ve bu karar niçiniyle mahrum kaldığı mali hakların yasal faiziyle bir arada ödenmesi istemiyle Dairelerinin 2016/56687 sayılı aslına kayıtlı farklı bir dava açıldığı ve Dairelerinin 26/02/2020 tarih ve K:2020/1632 sayılı sonucuyla davanın reddine karar verildiği, anılan sonucun ise çabucak hemen katılaşmadığı anlaşıldığından, bakılmakta olan bu davada davacının tıpkı taraftaki istemi hakkında davanın derdestlik niçiniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği kararına varıldığı,
Dava konusu . tarih ve . sayılı karara yönelik iptal istemi istikametinden:
“Yargılamada İzlenen Yöntem ve Süreç”, “FETÖ’ye Ait Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Nizama Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen sonucun Türel Niteliği” başlıkları altında genel; “şahsileştirme ve Kanıtların Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel birebir vakitte davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Tarafından Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, “silahlı terör örgütüne üye olma” kabahatinden … Ağır Ceza Mahkemesinin E:. sayılı evrakında yargılanmasına devam edildiği ve Dairelerinin karar verdiği tarih prestijiyle UYAP ortamında yapılan inceleme kararı yargılamada çabucak hemen bir karar verilmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki şahit beyanları tarafından, davacının örgütün ortasında yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, üniversitede örgüt meskenlerinde kaldığına, örgüt ortasında semt ağabeyliği bakılırsavinde bulunduğuna, örgütün sayesinde Adalet Bakanlığında daire başkanlığı bakılırsavine getirildiğine ve öbür konulara yönelik kararda yer verilen sözler ile davacının bu tabirlere karşı beyanlarının kıymetlendirilmesi kararında, davacının beyanlarına prestij edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir bağlantı içerisinde olduğu kararına varıldığı,
Diğer taraftan, davacının FETÖ/PDY terör örgütünün Adalet Bakanlığında faal olduğu devirde, Adalet Bakanlığında kıymetli bir vazife olan daire lideri olarak nazaranvlendirilmesinin kararda yer verilen şahit tabirleri ile bir arada değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir öge olduğu kararına varıldığı,
Dava evrakında bulunan bilgi ve evraklar ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu niçinle demokratik anayasal nizama sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına hürmet hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa manasında durumun gerektirdiği ölçüde bir önlem niteliğinde olduğu anlaşıldığından davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ait HSK Genel Heyeti sonucuna karşı bir daha inceleme talebinin reddi tarafındaki dava konusu . tarih ve .sayılı kararda hukuka karşıtlık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka terslik görülmediğinden davacının bu karar niçiniyle mahrum kaldığı mali haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminin de reddi gerektiği nedeni öne sürülerek,
Hakimler ve Savcılar Konseyi Genel Şurasının . tarih ve . sayılı sonucunın iptali ve bu karar niçiniyle mahrum kaldığı mali haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemi istikametinden davanın derdestlik niçiniyle incelenmeksizin reddine, Yargıçlar ve Savcılar Heyeti Genel Şurasının . tarih ve . sayılı sonucuna karşı yapılan bir daha inceleme talebinin reddine ait . tarih ve . sayılı sonucun iptali ve bu karar niçiniyle mahrum kaldığı nakdî haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemi istikametinden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN TEZLERİ:
Davacı tarafınca, 667 sayılı KHK’nın Anayasa’ya ters olması niçiniyle somut norm kontrolü için Anayasa Mahkemesine gdolayılmesi gerektiği, hakim ve savcıların meslekten ihracına ait OHAL KHK’sında bir kısım yeni ve muğlak kavram, müeyyide fiilleri ve normları getirilerek düzenleme yapılması, bu düzenlemeye istinaden 2847 hakim ve savcının sözleri dahi alınmaksızın ihracına karar verilmesinin, OHAL durumu ile ilgisi olmayan ve OHAL’in gerekli kılmadığı, büsbütün keyfi bir düzenleme ve uygulama olduğu, uyuşmazlıkta 2802 sayılı Kanun kararlarının uygulanması gerektiği, anılan Kanun’daki özel disiplin soruşturma tarzlarına uyulmadığı, tarafına savunma hakkı tanınmadığı, hakkındaki suçlamalara ait isimli soruşturmanın kararı beklenmeden disiplin cezası verildiği, 667 sayılı KHK ile getirilen “irtibat” ve “iltisak” fiillerinin kabahat olarak kabul edildiği, ortada rastgele bir kanıt bulunmamasına karşın meslekten çıkarıldığı, ByLock programını kullanmadığı, FETÖ ile ilgili kriterlerin hiç birini taşımadığı, meslekten çıkarılma sürecinden daha sonra da olsa alınan itirafçı şahit beyanlarında bile anılan yapı ile irtibatlı yahut iltisaklı olduğuna dair hiç bir somut beyanın bulunmadığı, dikkate alınamayacak bu tabirlerin haricinde hiç bir kanıtın bulunmadığı, hukuka, akla, adalete ve vicdana ters olan dava konusu sonucun iptal edilmesi gerektiği, çabucak hemen ceza davasında dahi sonuçlanmamış bir bahiste karar tesis edildiği, “FETÖ ile süregelen bir bağlantısı olduğu” formundaki bir tespitin ceza mahkemesinin nazaranv ve yetkisine girdiği, idari mahkemelerce bu biçimde bir tespitte bulunulamayacağı, kararın insan haklarına muhalif olduğu, ayrıyeten, idari yargılama yolunda karar bulunmadığı öne sürülen nedeni ile birleştirme talebinin reddine karar verilmesinin de hukuka muhalif olduğu, evrakların birleşmesi için karara gerek olmadığı, hukukun genel kuralları içerisinde birleştirmenin mümkün olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davalı yönetim tarafınca, Danıştay Beşinci Dairesince verilen sonucun yordam ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen niçinlerin, sonucun bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ KANISI:
Temyiz isteminin reddi ile Daire sonucunın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Yargıcının açıklamaları dinlendikten ve belgedeki dokümanlar incelendikten daha sonra, davacının Anayasa’ya terslik tezi önemli görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ KIYMETLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin kesin kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Metodu Kanunu’nun 49. unsurunda yer alan;
“a) nazaranv ve yetki haricinde bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka alışılmamış karar verilmesi,
c)Usul kararlarının uygulanmasında sonucu etkileyebilecek nitelikte kusur yahut eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar metot ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen tezler sonucun bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, UYAP ortamında yapılan incelemeden, hakkında yürütülen ceza yargılaması kararında … Ağır Ceza Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı sonucu ile davacının silahlı terör örgütüne üyelik cürmünden 6 yıl 10 ay 15 gün mahpus cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği ve anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine belgenin . Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin E:. sayılı aslına kaydedildiği ve çabucak hemen bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, Daire sonucunda atıf yapılan Danıştay Beşinci Dairesinin 26/02/2020 tarih ve E:2016/56687, K:2020/1632 sayılı sonucu Konseyimizin 31/01/2021 tarih ve E:2020/3067, K:2022/234 sayılı sonucu ile kesin olarak onanmıştır.
KARAR kararı:
Açıklanan niçinlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın üstte özetlenen münasebetle kısmen reddine, kısmen derdestlik niçiniyle incelenmeksizin reddine ait Danıştay Beşinci Dairesinin temyize husus 26/02/2020 tarih ve E:2016/58730, K:2020/1633 sayılı sonucunın ONANMASINA,
3. İsimli yardım sonucundan dolayı ertelenmiş olan temyiz kademesine ait yargılama masraflarının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. unsurunun 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 31/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi
100.000TL Sanal Para ile Borsayı Deneyin, Risk Almadan Deneme Hesabı ile Borsa Süreçlerini Keşfedin!
.örgüt ortasında semt ağabeyliği nazaranvinde bulunduğuna, örgütün sayesinde Adalet Bakanlığında daire başkanlığı nazaranvine getirildiğine.
davacının FETÖ/PDY terör örgütünün Adalet Bakanlığında faal olduğu periyotta, Adalet Bakanlığında değerli bir vazife olan daire lideri olarak nazaranvlendirilmesinin kararda yer verilen şahit sözleri ile birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir öge olduğu kararına varıldığı.
Davacı savunmasında ise bu konuya girmemiştir.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2020/3069
Karar No: 2022/235
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .
KARŞI TARAF (DAVALI) : .
VEKİLİ : Av. .
İSTEMİN KONUSU:
Danıştay Beşinci Dairesinin 26/02/2020 tarih ve E:2016/58730, K:2020/1633 sayılı sonucunın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
Davacının, 667 sayılı olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Önlemlere Ait Kanun Kararında Kararname’nin 3/1. hususu uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu nedeni öne sürülerek meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ait Yargıçlar ve Savcılar Heyeti Genel Konseyinin . tarih ve . sayılı sonucu ile bir daha birebir Konseyin . tarih ve . sayılı bir daha inceleme talebinin reddine ait sonucunın iptali ve bu kararlar niçiniyle mahrum kaldığı nakdî haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire sonucunın özeti:
Danıştay Beşinci Dairesinin 26/02/2020 tarih ve E:2016/58730, K:2020/1633 sayılı sonucuyla;
Davalı yönetimin yola ait itirazları, davacının Anayasa’ya karşıtlık savı ve birleştirme talebi yerinde görülmemiş,
“Maddi Olay ve Türel Süreç” ile “İlgili Mevzuat”a yer verilmiş;
Dava konusu . tarih ve . sayılı sonucun iptali ve bu karar niçiniyle mahrum kaldığı mali hakların yasal faiziyle bir arada ödenmesi istemi istikametinden:
Davacı tarafınca HSK Genel Heyetinin . tarih ve . sayılı sonucunın iptali ve bu karar niçiniyle mahrum kaldığı mali hakların yasal faiziyle bir arada ödenmesi istemiyle Dairelerinin 2016/56687 sayılı aslına kayıtlı farklı bir dava açıldığı ve Dairelerinin 26/02/2020 tarih ve K:2020/1632 sayılı sonucuyla davanın reddine karar verildiği, anılan sonucun ise çabucak hemen katılaşmadığı anlaşıldığından, bakılmakta olan bu davada davacının tıpkı taraftaki istemi hakkında davanın derdestlik niçiniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği kararına varıldığı,
Dava konusu . tarih ve . sayılı karara yönelik iptal istemi istikametinden:
“Yargılamada İzlenen Yöntem ve Süreç”, “FETÖ’ye Ait Tespit ve Değerlendirmeler”, “Demokratik Anayasal Nizama Sadakat Yükümlülüğü”, “Dava Konusu Edilen sonucun Türel Niteliği” başlıkları altında genel; “şahsileştirme ve Kanıtların Değerlendirilmesi” başlığı altında hem genel birebir vakitte davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Tarafından Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, “silahlı terör örgütüne üye olma” kabahatinden … Ağır Ceza Mahkemesinin E:. sayılı evrakında yargılanmasına devam edildiği ve Dairelerinin karar verdiği tarih prestijiyle UYAP ortamında yapılan inceleme kararı yargılamada çabucak hemen bir karar verilmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki şahit beyanları tarafından, davacının örgütün ortasında yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, üniversitede örgüt meskenlerinde kaldığına, örgüt ortasında semt ağabeyliği bakılırsavinde bulunduğuna, örgütün sayesinde Adalet Bakanlığında daire başkanlığı bakılırsavine getirildiğine ve öbür konulara yönelik kararda yer verilen sözler ile davacının bu tabirlere karşı beyanlarının kıymetlendirilmesi kararında, davacının beyanlarına prestij edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir bağlantı içerisinde olduğu kararına varıldığı,
Diğer taraftan, davacının FETÖ/PDY terör örgütünün Adalet Bakanlığında faal olduğu devirde, Adalet Bakanlığında kıymetli bir vazife olan daire lideri olarak nazaranvlendirilmesinin kararda yer verilen şahit tabirleri ile bir arada değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir öge olduğu kararına varıldığı,
Dava evrakında bulunan bilgi ve evraklar ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu niçinle demokratik anayasal nizama sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına hürmet hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa manasında durumun gerektirdiği ölçüde bir önlem niteliğinde olduğu anlaşıldığından davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ait HSK Genel Heyeti sonucuna karşı bir daha inceleme talebinin reddi tarafındaki dava konusu . tarih ve .sayılı kararda hukuka karşıtlık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka terslik görülmediğinden davacının bu karar niçiniyle mahrum kaldığı mali haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminin de reddi gerektiği nedeni öne sürülerek,
Hakimler ve Savcılar Konseyi Genel Şurasının . tarih ve . sayılı sonucunın iptali ve bu karar niçiniyle mahrum kaldığı mali haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemi istikametinden davanın derdestlik niçiniyle incelenmeksizin reddine, Yargıçlar ve Savcılar Heyeti Genel Şurasının . tarih ve . sayılı sonucuna karşı yapılan bir daha inceleme talebinin reddine ait . tarih ve . sayılı sonucun iptali ve bu karar niçiniyle mahrum kaldığı nakdî haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemi istikametinden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN TEZLERİ:
Davacı tarafınca, 667 sayılı KHK’nın Anayasa’ya ters olması niçiniyle somut norm kontrolü için Anayasa Mahkemesine gdolayılmesi gerektiği, hakim ve savcıların meslekten ihracına ait OHAL KHK’sında bir kısım yeni ve muğlak kavram, müeyyide fiilleri ve normları getirilerek düzenleme yapılması, bu düzenlemeye istinaden 2847 hakim ve savcının sözleri dahi alınmaksızın ihracına karar verilmesinin, OHAL durumu ile ilgisi olmayan ve OHAL’in gerekli kılmadığı, büsbütün keyfi bir düzenleme ve uygulama olduğu, uyuşmazlıkta 2802 sayılı Kanun kararlarının uygulanması gerektiği, anılan Kanun’daki özel disiplin soruşturma tarzlarına uyulmadığı, tarafına savunma hakkı tanınmadığı, hakkındaki suçlamalara ait isimli soruşturmanın kararı beklenmeden disiplin cezası verildiği, 667 sayılı KHK ile getirilen “irtibat” ve “iltisak” fiillerinin kabahat olarak kabul edildiği, ortada rastgele bir kanıt bulunmamasına karşın meslekten çıkarıldığı, ByLock programını kullanmadığı, FETÖ ile ilgili kriterlerin hiç birini taşımadığı, meslekten çıkarılma sürecinden daha sonra da olsa alınan itirafçı şahit beyanlarında bile anılan yapı ile irtibatlı yahut iltisaklı olduğuna dair hiç bir somut beyanın bulunmadığı, dikkate alınamayacak bu tabirlerin haricinde hiç bir kanıtın bulunmadığı, hukuka, akla, adalete ve vicdana ters olan dava konusu sonucun iptal edilmesi gerektiği, çabucak hemen ceza davasında dahi sonuçlanmamış bir bahiste karar tesis edildiği, “FETÖ ile süregelen bir bağlantısı olduğu” formundaki bir tespitin ceza mahkemesinin nazaranv ve yetkisine girdiği, idari mahkemelerce bu biçimde bir tespitte bulunulamayacağı, kararın insan haklarına muhalif olduğu, ayrıyeten, idari yargılama yolunda karar bulunmadığı öne sürülen nedeni ile birleştirme talebinin reddine karar verilmesinin de hukuka muhalif olduğu, evrakların birleşmesi için karara gerek olmadığı, hukukun genel kuralları içerisinde birleştirmenin mümkün olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davalı yönetim tarafınca, Danıştay Beşinci Dairesince verilen sonucun yordam ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen niçinlerin, sonucun bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ KANISI:
Temyiz isteminin reddi ile Daire sonucunın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Yargıcının açıklamaları dinlendikten ve belgedeki dokümanlar incelendikten daha sonra, davacının Anayasa’ya terslik tezi önemli görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ KIYMETLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin kesin kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Metodu Kanunu’nun 49. unsurunda yer alan;
“a) nazaranv ve yetki haricinde bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka alışılmamış karar verilmesi,
c)Usul kararlarının uygulanmasında sonucu etkileyebilecek nitelikte kusur yahut eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar metot ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen tezler sonucun bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, UYAP ortamında yapılan incelemeden, hakkında yürütülen ceza yargılaması kararında … Ağır Ceza Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı sonucu ile davacının silahlı terör örgütüne üyelik cürmünden 6 yıl 10 ay 15 gün mahpus cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği ve anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine belgenin . Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin E:. sayılı aslına kaydedildiği ve çabucak hemen bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, Daire sonucunda atıf yapılan Danıştay Beşinci Dairesinin 26/02/2020 tarih ve E:2016/56687, K:2020/1632 sayılı sonucu Konseyimizin 31/01/2021 tarih ve E:2020/3067, K:2022/234 sayılı sonucu ile kesin olarak onanmıştır.
KARAR kararı:
Açıklanan niçinlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın üstte özetlenen münasebetle kısmen reddine, kısmen derdestlik niçiniyle incelenmeksizin reddine ait Danıştay Beşinci Dairesinin temyize husus 26/02/2020 tarih ve E:2016/58730, K:2020/1633 sayılı sonucunın ONANMASINA,
3. İsimli yardım sonucundan dolayı ertelenmiş olan temyiz kademesine ait yargılama masraflarının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. unsurunun 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 31/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi
100.000TL Sanal Para ile Borsayı Deneyin, Risk Almadan Deneme Hesabı ile Borsa Süreçlerini Keşfedin!