Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), matematik der- sinin hem öğrenimini kolaylaştıracak aynı zamanda öğrencilerin bu dersi küçük yaştan itibaren sevmelerini sağlayacak proje için harekete geçti. Çalışmaların sürdüğü bir dönemde eğitimci Onur Soğuk ile bu konuyu etraflıca irdeledik.
Çözüm önerilerini sunan Onur Soğuk şunları söylemiş oldu: Ülkemizde ma- tematik eğitimi her zaman problem oldu. Sürekli bu derste zorlanıyorlar. Bunu nereden anlıyoruz, özelikle YKS-LGS’de en düşük ortalama bu derste… Bu da bize öğrencilerimizin matematikten zorlandıklarının kanıtı. Matematik fazlaca özel bir alan, bu derse karşı öğrencilerin yeteneklerini ve ilgilerinin evvelde tespit edilmesi gerekir. Biz ise burada bütün öğrencilere, okul türleri ayırt etmeden aynı biçimde öğretiyoruz. Türkiye’de oldukça yoğun bir matematik programı var. Müfredat programız oldukça ağır. Öğrencilere limit, integral, türev hepsini anlatmaya çalışıyoruz. ötürüsıyla öğrenciler bu yükün altında eziliyor. bir süre daha sonra kaldıramıyorlar. Ardından bu dersten kopuyorlar.
KADEMELİ EĞİTİM VERİLMELİ
Yeteneklerini gözetmeden aynı biçimde dersi vermenin kararında bunlar oluyor. Bu konuda yapılması gereken tıpkı İngilizce gibi bir kur sisteminin hayata geçirilmesi. Öğrencilere alabildiği kadar eğitimi verip ardından kademeli olarak matematik müfredatı verilmeli. Bir bardağa suyu yavaş yavaş doldurmak yerine tazyikli suyla doldurmaya çalışıyoruz. O tazyikli sudan ötürü o bardağı hiç bir zaman dolduramıyoruz. daha sonrasında 12 yıl eğitim alan öğrencilerimiz üniversite sınavında eksi net yapıyorlar. halbuki ilgi ve yeteneği tespit edip alabildikleri temel matematiği verip bir seviyeye getirdikten daha sonra bir üst aşamaya geçilecek dersi öğretirsek eksi netler artıya geçer. Dersten de bu kadar soğuk olmazlar. Zor ama imkansız değil.
MÜFREDAT BASKISI KIRILMALI
Öğretmenlere de müfredat baskısını kaldırmak gerekir. Onları sıkanlardan biri de bu olay. MEB yıl arasında bunları öğreteceksin diyor. Öğretmen bu telaşla çalışıyor, öğrenciler de bir süre daha sonra kopuyor. Öğrencinin anlamasının ötesinde kağıt üstünde öğretme durumuna geçiliyor. Öğretmenden bu isteniliyor, onların da yapacakları bir şey yok ama MEB, sınıfın durumuna nazaran inisiyatifi biraz da onlara bırakmalı. Matematik dersine ilginin az olduğu bir alanda öğretmen derse girebiliyorsa ‘Ben bu sınıfta temel matematiği buraya kadar getirebildim’ diyerek belli bir seviye taşıması gerekir. Son dönemde özelikle TYT-LGS’de kaliteli, düşündürücü matematik soruları görüyoruz ama bunu çözebilecek düzeyde öğrenci yetiştiremiyoruz. Öğretmenlerimiz de bundan uzak. Eğitim fakültelerinde okurken bile buna uygun eğitim almaları gerekir. Bunun yanında mevcut matematik öğretmenlerine de MEB’in hayal ettiği seviyeye ulaşılması noktasında iç eğitimle anlatması gerekir. Önce bu durumu onların kavraması gerekir. Onlara danışmadan atı- lan her yol ters teper. Üstten bir talimatla yapılan düzenlemelerle bunun hayata geçmesi zor olur.
BAKAN ÖZER NE DEMİŞTİ?
Matematikle ilgili bir seferberlik başlatacağız. Matematikteki öğrenme yaklaşımını değiştireceğiz. Bu ülkeye sayısal, sözel, eşit ağırlık ayrımını kim yaptıysa en büyük kötülüğü yapmış. Matematiği her insanın bilmesi gerekiyor. Yöntemi değiştirip, korkulu bir rüyadan çıkarıp, severek yani öğrendiği şeyleri yaşama da adapte etmelerini sağlayacağız.
MAHMUT ÖZAY
Çözüm önerilerini sunan Onur Soğuk şunları söylemiş oldu: Ülkemizde ma- tematik eğitimi her zaman problem oldu. Sürekli bu derste zorlanıyorlar. Bunu nereden anlıyoruz, özelikle YKS-LGS’de en düşük ortalama bu derste… Bu da bize öğrencilerimizin matematikten zorlandıklarının kanıtı. Matematik fazlaca özel bir alan, bu derse karşı öğrencilerin yeteneklerini ve ilgilerinin evvelde tespit edilmesi gerekir. Biz ise burada bütün öğrencilere, okul türleri ayırt etmeden aynı biçimde öğretiyoruz. Türkiye’de oldukça yoğun bir matematik programı var. Müfredat programız oldukça ağır. Öğrencilere limit, integral, türev hepsini anlatmaya çalışıyoruz. ötürüsıyla öğrenciler bu yükün altında eziliyor. bir süre daha sonra kaldıramıyorlar. Ardından bu dersten kopuyorlar.
KADEMELİ EĞİTİM VERİLMELİ
Yeteneklerini gözetmeden aynı biçimde dersi vermenin kararında bunlar oluyor. Bu konuda yapılması gereken tıpkı İngilizce gibi bir kur sisteminin hayata geçirilmesi. Öğrencilere alabildiği kadar eğitimi verip ardından kademeli olarak matematik müfredatı verilmeli. Bir bardağa suyu yavaş yavaş doldurmak yerine tazyikli suyla doldurmaya çalışıyoruz. O tazyikli sudan ötürü o bardağı hiç bir zaman dolduramıyoruz. daha sonrasında 12 yıl eğitim alan öğrencilerimiz üniversite sınavında eksi net yapıyorlar. halbuki ilgi ve yeteneği tespit edip alabildikleri temel matematiği verip bir seviyeye getirdikten daha sonra bir üst aşamaya geçilecek dersi öğretirsek eksi netler artıya geçer. Dersten de bu kadar soğuk olmazlar. Zor ama imkansız değil.
MÜFREDAT BASKISI KIRILMALI
Öğretmenlere de müfredat baskısını kaldırmak gerekir. Onları sıkanlardan biri de bu olay. MEB yıl arasında bunları öğreteceksin diyor. Öğretmen bu telaşla çalışıyor, öğrenciler de bir süre daha sonra kopuyor. Öğrencinin anlamasının ötesinde kağıt üstünde öğretme durumuna geçiliyor. Öğretmenden bu isteniliyor, onların da yapacakları bir şey yok ama MEB, sınıfın durumuna nazaran inisiyatifi biraz da onlara bırakmalı. Matematik dersine ilginin az olduğu bir alanda öğretmen derse girebiliyorsa ‘Ben bu sınıfta temel matematiği buraya kadar getirebildim’ diyerek belli bir seviye taşıması gerekir. Son dönemde özelikle TYT-LGS’de kaliteli, düşündürücü matematik soruları görüyoruz ama bunu çözebilecek düzeyde öğrenci yetiştiremiyoruz. Öğretmenlerimiz de bundan uzak. Eğitim fakültelerinde okurken bile buna uygun eğitim almaları gerekir. Bunun yanında mevcut matematik öğretmenlerine de MEB’in hayal ettiği seviyeye ulaşılması noktasında iç eğitimle anlatması gerekir. Önce bu durumu onların kavraması gerekir. Onlara danışmadan atı- lan her yol ters teper. Üstten bir talimatla yapılan düzenlemelerle bunun hayata geçmesi zor olur.
BAKAN ÖZER NE DEMİŞTİ?
Matematikle ilgili bir seferberlik başlatacağız. Matematikteki öğrenme yaklaşımını değiştireceğiz. Bu ülkeye sayısal, sözel, eşit ağırlık ayrımını kim yaptıysa en büyük kötülüğü yapmış. Matematiği her insanın bilmesi gerekiyor. Yöntemi değiştirip, korkulu bir rüyadan çıkarıp, severek yani öğrendiği şeyleri yaşama da adapte etmelerini sağlayacağız.
MAHMUT ÖZAY